
Bir Pedagogun Günlüğü Vol.4
Bazen öyle tuhaf durumlarla karşı karşıya kalıyorum ki. 3-4 yaşlarında bir çocuk düşünün, sürekli anneyle zaman geçirmiş. Evde, dışarda hatta uyurken bile. Başka insanlarla ya da yalnız başına herhangi bir aktivitesi neredeyse olmamış. Haliyle anne çocuğunun neden yaşıtlarıyla oynamadığına ya da yetişkinlerle etkileşime geçmediğine anlam vermeye çalışıyor. Nasıl olmasını bekliyorsunuz? Hiç öğrenmemiş ki yabancı biriyle iletişime geçmeyi. Tüm bebeklik ve erken çocukluk zamanın

Otizm Kültürü ve Bilinmesi Gerekenler
( www.anneyizanne.com sitesinde yayınlanan yazımdır. ) Otizmli insanlar sosyal bir hayat sürdürmekte, diğer insanlarla iletişime geçmekte ve onlarla arkadaşlık bağı kurmakta zorlanırlar. Semptomları her çocukta farklılık gösterebilir. Sebebi tam olarak bulunamasa da otizmli birey sayısı her geçen gün artmakta. Otizm kelimesini son yıllarda sıkça duymaya başladık, ebeveynlerin çok endişe ettiği ve hatta uykularını kaçıran bir kelime… Otizmin ne olduğunu açıklamadan önce, bu y

Bir Pedagogun Günlüğü Vol.3
Pek çok ebeveynin ortak düşüncesidir: “Bizim çocuğumuz çok zeki, üstün zekalı, diğer çocuklardan çok farklı.” Her çocuk zekidir, fakat her çocuk farklı alanlarda gösterir zekasını. Zekayı belirleyen en önemli etken genetiktir. Genetik, zekanın kapasitesini belirler. Zekanın kullanımını ise çevresel etkenler ve eğitim belirler. Her çocuk belirli bir potansiyel ile dünyaya gelir, fakat sosyal çevre, yanlış eğitim ve okul sistemi ve kötü beslenme zeka gelişimine olumsuz tesir ed

Bir Pedagogun Günlüğü Vol.2
Görüşmelerim; anne, çocuk ve bazen de babalar.. Her zaman kapıda karşılamayı seviyorum anneleri ve babaları, babalar her zaman olmuyor maalesef görüşmelerde. Keşke babalar da anneler kadar üstlense çocuk bakımını, yetiştirmeyi, onlara işten gelince kitap okusa, biberonlarını verse, altlarını değiştirse gibi gibi.. Bu tüm babalar için
geçerli olmasa dahi gerçek olan şudur ki; hala çok büyük oranda tüm sorumluluk annede. “Babası pek getirmem taraftarı değildi de, ben bir şeyle

Mutlu ve sağlıklı çocuklar..
Çocuğunuzu bir birey olarak görüp ona göre yetiştirmekte fayda var. Çocuğunuzun kendi düşüp kendi kalkmasına izin verin, bırakın koltuğa çıkmak istediğinde çabalasın. Onu tüm olumsuzluklardan korumaya çalışmayın, ne kadar çabuk olumsuzluklarla başa çıkmayı öğrenirse o kadar mutlu olur. Doğayı bilsin, yağmur soğuk demeden dışarı çıkın, ağacı hayvanı öğrensin. Çok erkenden sosyal etkileşimi güçlendirmek için olabildiğince çok sayıda farklı çocukla temas halinde olsun. Ona evde

Bir Pedagogun Günlüğü Vol. 1
Üç buçuk sene olmuş ben Almanya'dan Türkiye'ye dönüş yapalı. Ne çok yaşanmışlık ve gözlem birikmiş. Ne çok tecrübeler yaşamışım, onları sindirmeye çalışırken ne çok çelişki yaşamışım. Evet, bu ülke farklı! En çok duyduğum cümlelerden biri: "Türkiye'ye hoşgeldin." Bu cümlenin altında yatan çok acı bir kabullenmişlik ve yeniliğe açık olmamak yatıyormuş meğerse. Çocuklar ve ebeveynler için o kadar yararlı bilgilere sahip olduğumu düşünürken, Almanya'da öğrenmiş olduğum, çocuklar